Aylık Arşiv: Ağustos 2010

0

İş yerindesiniz ve uykunuz var. Ne yaparsınız?

Son zamanlarda yaşadığım bir problemi kendimce çözümleri ile yazmak istedim. Bu sorunun sebebi, yani işteyken uykunuzun gelmesi ve kafanızın oraya buraya düşmesi, bir önceki gece ya çok geç uyumuşsunuzdur, ya çalıştığınız ortam biraz sıcak ve sessizdir ya da çok fazla iş yoktur ve boş boş oturuyorsunuzdur; ki bu sonuncusunun uykuyla alakası bile yoktur. Bir önceki gün 15 saat uyuyun isterseniz (öyle bir zaman yok tabi de) yine de bu son dediğimi yaşamanız çok olası. Mesela bir işlem yapmaya başladınız ve bunu yapmaya başladıktan sonra beklemeniz gereken yerler var, öyle ekrana boş boş bakıyorsunuz; gözleriniz ağırlaşmaya, kafanızı ayakta tutamamaya başlıyorsunuz. Hele ki benim gibi yeni başlamışsanız işe, bu durum eğitmeninizi izlerken de olabilir. Çok feci bir durumdur, kafanızın düştüğü zamanların herhangi birinde eğitmeninize çarparsanız komik de olabilir 🙂

0

Müşteri ne ister, ne alır?

Nereden baktığımı hatırlamıyorum, bu sebeple kaynak veremeyeceğim ama çok hoşuma gitti bu karikatür. Müşteri, satış elemanı ve programmer arasındaki uçurumu çok iyi anlatıyor.Hah tabi, neyin neden bu kadar pahalı olduğuna da güzel bir gönderme yapmış 🙂

0

Garanti Bankası ile ilk tanışmamız: HAYIR

İşe başladıktan sonra maaşım Garanti Bankası’na yatacak diye hemen bir hesap açtırdım. Uzun zamandır Akbank’ta başaramadığım dakka başı şifre değiştirme işlemini Garanti’de yaparım diyerek internet bankacılığına başvurdum; malum iş saatlerinde bankaya gidip işlem yapamıyorsunuz.

0

Google’dan anlamlı jest

Google, özel günlere dikkat ediyor ve buna göre de tasarımını ayarlıyor. Fakat bugün bizim için çok da özel bir gün değil, sadece üzücü günlerden biri. 17 Ağustos depreminin yıl dönümü. Google tasarımını değiştirmemiş ama anlamlı bir yazı ile bu günü hatırlamış. Yazıda herhangi bir link vermemesi de gayet ciddi bir yazı havası katmış ve doğru bir karar olmuş.

0

Hafifçe esen rüzgar, güneş ve Creative EP-630i…

Çalışmaya başladıktan sonra, insan boş zamanlarında deniz, havuz, güneş vb. aktiviteleri neden yapmadığını, evde malak malak oturduğunu keşke sorgulasa 🙂 Çalışmaya başlayalı 3 hafta oldu; taşınma, işe alışma derken yaz geçiyor ve ben yine denize ya da havuza gidememiş olarak bu yazı da geçiriyorken, bu hafta sonu annemin yanına Şile’ye gittim. Cumartesi günü aniden çıkan ama çok çok verimli olan eğitim nedeni ile sadece 1 gün ‘denize’ girme fırsatı buladildim.

2

Doğu Karadeniz Turu: Sümela Manastrı ve İstanbul (Bölüm-5)

Bu yazımı haftalar önce yazmalıydım. Şimdiden herkesten özür diliyorum çünkü çok fazla vakit bulamadım. Yazmak için hevesim de gelmedi. Neyse sonunda yazıyorum. Bir yandan da işte database’den delete operasyonları gerçekleştiriyorum ama milyonluk kayıtlar olduğundan hala 1. silme bile bitmedi. Of of.