Doğu Karadeniz Turu: Başlangıç Mersin-Samsun (Bölüm 1)

Birkaç hafta önce ailemin Karadeniz turu yapacağını öğrendim. Hem de araba ile. Kafalarına göre istedikleri yerde durup istediklerini yapacaklardı. Ben de henüz işe başlamadan böyle bir şey güzel olur dedim ve ben de geliyorum diyerek İstanbul’dan bavulumu toplayıp, Mersin’e uçtum.

İlk güzergah Samsun

Aralıksız tam 12-13 saat yolculuktan sonra Samsun’a varmayı amaçlıyoruz. Babam birkaç arkadaşından yol tarifi istemiş, adamlar çizmiş de çizmiş. Bir de ben çizdireyim dedim Google amcamıza. Öyle bir yol çizdi ki, arkadaşlarının tarif ettiği ile birebir. Şimdi burada Google’ı mı tebrik etmeli, yoksa babamın arkadaşlarını mı bilemedim. Neyse önemli olan kaybolmadan gitmek. Öyle ki, bazı yerlerden tabelayı görmeyip döneceğimiz yeri kaçırırsak kendimizi Samsun’da değil Ankara’da bile bulabilirmişiz. Baktım, harbiden öyle.

İlk durak Samsun, orada Köy işlerinin tesislerini ayarlamışlar bizimkiler. Nasıl buldular bilmiyorum ama kişi başı 15TL’ye kalıcaz. Öğretmen evi 30, oteller 60-100 arası istiyormuş. Ayrıca kahvaltı da 4 liraymış aynı yerde 🙂 Şaka gibi. Telefondaki ses bir de bunu utanarak söylemiş, kahvaltı dahil değil hocam diye.

Henüz tam olarak planlarını bilmiyorum ama Samsun’da yatmanın ertesinde sahil yoluyla gezerek Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve ardından Hopa’ya kadar gidecekmişiz. Hatta orayı da geçiyormuşuz da şimdi hatırlamıyorum tam gideceğimiz yeri. Gürcistan sınırına 1 saat bile yokmuş diyeyim siz anlayın 🙂

İlk planda direk Hopa’ya gidip, oradan hergün gezmek için çıkmaktı. Allah’tan ben engelledim bunu. Çünkü Ordu-Hopa arası 5 saat. Gezmeye zaman kalmaz. Bu sebeple, Samsun çıkışı önce bir Ordu’ya gidicez. Sonra günü birlik Rize, Trabzon vs. yapıcaz. Böyle yapmamızın sebebi de asıl bizi gezdirecek kişinin Hopa’da olması. Rehbersiz de pek bir kaybolunur oralarda. Yol sorsan garip garip yanıtlar alıyormuşsun ama bunu ben de denemek istiyorum. Yurdum insanın…… pardon yurdum Karadenizli’sini görmek, yerinde tespit etmek istiyorum.

Bu yazı dizisine internet bulduğum bir sonraki durağımızdan devam edeceğim. Tabi çektiğim fotoğrafları da paylaşmayı düşünüyorum.

Fotoğraf makinesi ekipmanları:

• Canon EOS 450D
• 18-55 kit lens.
• 70-300 Sigma lens.
• 2 Adet hafıza kartı toplam 8GB.
• iPhone 3GS (GPS koordinatları için)

Biliyorum, bazılarınız geniş açı lens olmadan doğa fotoğrafı mı çekilir diyebilir. Ama imkanlarımın ulaşacağı son nokta bunlar maalesef. Artık gerisi benim becerime kalmış. Umarım klasik bayır çimen çekmenin yanı sıra, güzel insan manzaraları da yakalayabilirim.

Dediğim gibi hergün bir yazı çıkarmak istiyorum bu konuda. 7 gün 7 yazı. Karadeniz o kadar uzak geliyor ki gözüme, sanki oralara internet gidemezmiş gibi hissediyorum. Umarım bu hislerimde yanılırım. Bir yandan da twitter’dan adım adım yaşadıklarımı yazacağım…

Hamsi yedik… hamsi buğlama yedik… hamsi tava yedik… hamsi pilavı yedik…

Yani, nerede ne yediğimi de yazacağım. Eğer benden özel bir şeyleri denememi isterseniz onu da dener, böyle güzel, şöyle kötü diye yazarım.

Bu arada, eğer oralarda gezilesi yerlerle ilgili tavsiyeleriniz varsa mutlaka duymak isterim. Aynı zamanda yenilesi yemekleri de yazabilirsiniz. Aklınıza gelebilecek herhangi bir tavsiye olur aslında.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere. DDG yollarda…