Tüm zamanların en akılda kalan film müzikleri
Bugün Beşiktaş’ta dolaşırken, Braveheart’ın müziğini mırıldanmaya başladım ıslıkla. Sonra sahneleri aklıma geldi, kötü oldum. Bir gün önce evlendiğim kadını öldürseler ben de böyle olurdum, üzülür ve kafa tutardım tüm dünyaya diye geçirdim.
Sonra güzel bir muhabbete başladık kız arkadaşımla; hangi film müzikleri akılda kalıcı diye. Tabi aklımıza gelenlerin ilki Star Wars, Rocky vb. filmlerin ana müzikleri oldu. Bunun üzerine böyle bir liste yapmaya karar verdim. Daha doğrusu, ben ona yap diye baskı yaptım ama pek oralı olmayınca bi heves ben yazayım dedim.
Neyse, bu liste tabii ki benim aklımda kalan en iyi film müzikleri; her insan için farklıdır ama üç aşağı beş yukarı ilk sıradakilerin herkeste aynı olduğunu söyleyebilirim.
(Yazıya başlamadan önce, kendi adıma çok teşekkür etmek istediğim, o olmazsa hayattan nasıl zevk alırdık diye düşündüğüm bir isim var. Belki birçoğunuz bilmiyor onu. Star Wars, Terminator, Jaws, E.T., Indiana Jones, Harry Potter, Jurassic Park, Superman, Schindler’s List, The Patriot, Catch me if you can, Angela’a Ashes, Artificial Intelligence, Memories of a Geisha….. bu liste bi 100 filmi geçiyor ve aldığı ödüller de sayfalarca. 45 kere oscar’a aday olmuş ve 5 tanesini almış. 4 Golden Globe, 5 Bafta, 21 tane de Grammy ödülü var. Benim listemin de yarısını o oluşturuyor. Kendisi John Williams. 78 yaşında ama umarım bi 100 sene daha yaşar…)
Haydi başlayalım…
1) Star Wars: Nasıl bir filmdir ki, müzik duyulduğunda isminin akla gelmesi saliseler alır. Evet film çok güzel, hatta bu alanda daha iyisi bir daha yapılamaz ama onu unutulmaz yapan şeylerin başında müziği geliyor. İlk sahneleri neydi filmlerin? Kayan yazılar. Bu yazılar kayarken arkada… Pam pa pa paaaaam pam, pa pa pa paaaaam pam, pa pa pa paaaaaaam pa, pa pa pa pa 🙂 Ritmi tutturmanız çok zor olmasa gerek.
2) Ghost: Belki çok karmaşık bir konusu yoktu filmin. Şu anda çekseler belki sinemaya bile gitmeye değmez diyebileceğimiz bir film. Ama gerek oyunculuk gerekse de türünün ilk örneği olması filmi başarılı yapıyor. Ama bizim aklımızda kalmasının bence tek sebebi müziği. Bugün bu müziği duyduğunda tanımayacak biri yoktur diye düşünüyorum. Bunun için de Maurice Jarre’e teşekkür edelim.
3) James Bond: Kaç tane film oldu artık sayamıyorum bile. Filmin başında ne olurdu, bir adam gelir ateş eder ve pamm müzik. Dındırı dın dın, dın dın dın… Her ne kadar melodinin ortaları biraz baydırsa da, ana vurucu kısmı hepimizin aklında yer edinmiştir diye düşünüyorum. Vazgeçilmezlerim arasında benim de tabii ki. Bond, James Bond…
4) Bodyguard: Kim unutabilir Whitney Houston’un ‘I will always love you’ derken ruhunuza işleyen sesini. Her ne kadar artık klişe olarak nitelendirilse de benim listemde olmazsa olmazlardan.
5) Mission Impossible: Zaten listemde yer alan filmlere bakarsanız, arada biraz renk katan duygusal ve dram filmleri haricinde geneli macera, bilim kurgu ve aksiyon. Şahsen bu müzik beni acayip gaza getiriyor, herhalde bunu dinlerken kendimi yenilmez falan gibi düşünüyorum 🙂 Limp Bizkit versiyonu da gayet iyi olmuş bu arada.
6) Leon: Çok söze gerek yok, harika bir film, harika bir konu ve oyunculuk. Tabii ki müzik de kusursuz. Sting gerçekten hayatımıza ‘Shape of my heart’ı çıkamamak üzere soktu.
7) Rocky: Unutulabilir mi böyle bir müzik. Survivor’ın ‘Eye of the Tiger’ı. Rocky, caddede koşup merdivenleri çıkarken bu müzik olmasa eminim o kadar etkili olmazdı. Yarım ağzıyla Marien, Maviean 🙂 dediği için bu kadar başarılı olmadı bu film. Bu müzik de arabada vs. dinlenmemesi gereken müziklerden. Gaza gelip insanın hız yapası gelmiyor mu? Arabam olsa gelirdi kesin 🙂
8) The Godfather: Film ile bu kadar uyumlu bir müzik olabilir mi? Hoş bu listedekilerin hemen hemen hepsi öyle ama bence bilim kurgu müzikleri nispeten kolay, biraz gizem katarsın olur biter. Duygusallarda ya da dramlarda biraz keman biraz hoş ses onlar da tamam. Ama böyle bir filmin müziğini yapmak gerçekten zor bir iş. Müziği dinlerken, birazdan Don Carleone kapıdan girecekmiş gibi hissediyorsunuz.
9) Chariots of Fire: Belki birçoğunuz filmi bilmez ya da bestecisi Vangelis’i. Ama her olimpiyat oyunlarında sporcu elinde meşale ile koşarken arkadan çalan müziği hatırlarsınız 🙂 İşte bu o. Beynimize çivi ile kazınmış bir müzik değil mi sizcede?
10) Ghost Busters: 90′ öncesi gençliğin bu seriyi izlemeden ilk-orta okul yıllarını bitirmiş olması imkansız. Filmi izlemeyenlerin bile diline dolanabilecek bir müzik.
11) Indiana Jones: Bu adam macera filmlerinin çoşkusuna ve gizemine uygun müzik yapmayı beceriyor arkadaş. Bir John Williams başyapıtı daha. İnsanın arkeolog olup, böyle macera yaşayası geliyor. Bu filmi izleyip, bu müzikle gaza gelip de büyüdüğünde arkeolog olmak istemeyen var mıydı?
12) Titanic: My heart will go on, Celine Dion. Jack, Rose, muhteşem bir aşk. Film ilk gösterime girdiğinde gitmemiştim, belgesel sanıp. Tabii o zamanlar internet yok, bulsan bile bu bilgiyi nasıl arayacaksın? Google mı var 🙂 Gazetelerin pazar eklerinden bakardık gelecek filmlere de öyle giderdik. Neyse, 2. kere gösterime girdiğinde bu da neymiş bi gidelim demiştim. Film bittiğinde ağlamamak için o kadar kasmıştım ki anlatamam. Sonra evde bir kere daha izledim Star sayesinde. (Evet, Parlement sinema kulübüne ben de üyeydim, hem de daimi) Sonra odama çekilip 15 dakika aralıksız ağlamıştım. Yani insan nasıl dayansın, o son sahnede, kız tahtanın üstünde, Jack Jack diye sesleniyor. Jack’ten hak getire.
13) Back to the Future: Bu müziği dinlediğimde, evet sanırım gerçekten geleceğe, e şey geçmişe gidilebilir sanıyor insan. John Williams imzasını taşıyor tabii ki. Serinin DVD’sini daha yeni arşivimize kattık. Resmen çocuklar gibi sevindim rafa koyarken 🙂
14) Schindler’s List: Acaba bu listeye gider mi diye düşünüp, dinlerken tekrar gözlerim dolduğunda onu listeye koyma ihtiyacı hissettim. Filmi izlemeyen biri bile, John Williams’ın bu film için yaptığı başyapıtı mühteşem olarak nitelendirmemesi imkansız. İnsanın ruhuna o kadar işliyor ki, hele ki filmi izlemişseniz direk tüm film gözlerinizi önüne geliyor. Mesela şu anda aklımda filmdeki son sahne haricinde sadece 1 yerde daha film renkleniyordu; izleyenler hemen hatırlamalılar. Evet, küçük kırmızı paltolu kızdan bahsediyorum… En iyisi bir sonraki besteye geçelim yoksa gözyaşlarımı tutamayacağım…
15) The Good, The Bad and The Ugly: Hani ıslıkla çalarız ya biz de. Türk filmlerimizin de vazgeçilmez müziklerindendir. Benim de listeme girmezse olmazdı.
16) Braveheart: Çok güzel bir film ve müzik de tam olarak filmin hafif durağanlığına, olayların sessizce devam edişine uyuyor. Çok yükselmiyor ritmi, ama filmde de zaten çok az ritim yükseliyor. Savaş sahneleri bile bu açıdan gerçekçi. İhanet, entrika, aşk, ölüm. Ne diyelim, Cesur Yürek o.
16’da liste mi biter kardeşim demeyin, yazılımcı adamın listesi ya 16’da biter ya da 32’ye kadar devam eder. Ama onu da siz okur musunuz? Bilemiyorum…
Yazıyı sonlandırmadan önce benim için unutulmaz bir müzik daha var. O da Parlament Sinema Kulübü‘nün müziği. Çünkü yıllarca onu duyduğumda heyecanla, televizyon karşısına geçerdim ve bilirdim ki birazdan yat diyecekler. Ama her zaman bir planım vardı. Çantam 20 dakika, banyo 20 dakika, kıyafetleri hazırlama 10 dakika ve arada muhabbetlerle beraber filmin sonunu izler, öyle yatardım. Tamam, ailem tabii ki biliyordu benim ne yapmaya çalıştığımı ama bana ne 🙂 Sinemayı, film izlemeyi ve erken yatmamayı taa o zamanlardan seviyordum.
Doğa çok güzel bir araştırma olmuş valla keşke müziklerin linklerini de koysaydın, dinleme şansımız da olurdu.