Evde Mersin Tantuni’si nasıl yapılır?

Çevremdeki herkes bizim evde tantuni yemek istiyor, özellikle de babam Mersin’den geldiğinde. Bu çok az kişiye nasip oldu şu ana kadar 🙂 Tatmış olanlar evde yapılmış tantuninin ne kadar lezzetli olduğunu bilirler. Dışarıda yapılan tantuniler de güzel ama evde yapılanda hem et daha çok oluyor 🙂 , hem daha sağlıklı oluyor, hem de işini bilen biri yapmışsa lezzeti de dışarıdakinden bambaşka bir güzellikte oluyor. Gerçekten bambaşka bir tat oluyor, yani her ikisi de güzel ama benzemiyorlar. Herhalde dışarıda tat katsın diye farklı yağlar kullanıyorlar, margarin de kullanan var, ama lezzet kattıkları kadar sağlıksızlar da.

Şimdi gelelim ev yapımı tantuniye. Aslında sadece tantuniyi anlatmayacağım, tantuni sofrasını da anlatacağım ki iş sadece eti pişirmekle bitmiyor anlayın.

Anlatacağım tarif 12-13 kişilik, siz kaç kişiye yapacaksanız buna göre ayarlamanız lazım.

Malzemeler:

Et için

1. 1,5 kilo et. dana biftek ya da antrikot.
2. 1 yemek kaşığı tuz
3. 1 yemek kaşığı kimyon
4. 1 çay bardağı ayçiçek yağı, ama göz kararı burada daha doğru olur. Kendi yağından da biraz bırakın tat katıyor.

Soğan için

1. 3 büyük soğan
2. 1 bağ maydonoz yaprağı
3. 1 kaşık pul biber
4. 1 tatlı kaşığı tuz
5. 2 yemek kaşığı sumak

Diğerleri (Domates ve maydonoz hariç tamamen keyfe bağlı diğerleri)

1. 3 büyük domates
2. 1 demet maydonoz
3. 1 adet turp
4. 1 demet tere
5. 1 demet roka
6. Yarım demet nane
7. 2lt şalgam, 1lt ayran, 1lt kola ve zero (kim ne isterse içsin özetle 🙂 )

Etin hazırlanışı

Öncelikle küçük küpler ya da dikdörtgenler halinde doğruyoruz. Ufak bir ipucu vereyim, eğer etleri önden hafif haşlarsanız kesmesi daha kolay oluyor, hem piştikten sonra boyutları da çok değişmiyor.

Etin etrafındaki yağları kabaca ayırıyoruz hayvan dostlarımız için 🙂 İçindeki yağlar tat verecek keserken ayırmamanızı tavsiye ederim.

Tuz, kimyon, su ilave ederek bol ateşte arada karıştırarak pişiriyoruz. Belli bir zamanı yok ama ortalama 20 dakikada pişer normalde, etin tadına bakın olup olmadığını anlarsınız zaten. Dibinde biraz su kalmalı, kalmamışsa da siz biraz koyun; çoksa da biraz alın ama aldıktan sonra biraz daha kimyon ve tuz ilavesi yapmanız gerekebilir. Sonra yağı da koyup 5 dakika çevire çevire biraz kavuruyoruz ve 15 dakika dinlenmeye bırakıyoruz. Dibinde mutlaka su ve yağ kalmalı sonra ekmek banacaksınız dünyanın en lezzetli suyuna 🙂

Soğanın hazırlanışı

Soğanları ince ince doğruyoruz.

Ardından bir güzel yoğuruyoruz ve yıkıyoruz. Böylelikle acı tatlarını bırakıyorlar.

Sumak, tuz, pul biber ve maydonoz ile aşağıdaki haline getiriyoruz. Sumak bize özel, işlenirken tuz atılmıyor ve çekirdekleri kullanılmıyor. Çekirdekleri atılınca hem sumağın tadı daha belirginleşiyor, hem de daha yumuşak oluyor. Maalesef piyasada satılanlarda çekirdek varmış. Erzurum’dan geliyormuş bize bu sumak ama Erzurum’a özgü olduğundan değil, orada bir hanım yapıyormuş. Sorduk soruşturduk babaannem haricinde o kadını bilen de çıkmadı 🙂

Domatesler aşağıdaki gibi yine küp küp doğranacak (biraz daha ufak bile olabilir). Kabuğunu soymanıza gerek yok, soyunca kayboluyor dürümün içinde. Ama tabi siz bilirsiniz.

Bu işlerin an başında turpu ince ince kesin ve suda bekletin hazırlıklar bitene kadar. Tüm acılığını bırakacaktır. Hatta 2-3 saat bekletirseniz tatlı bile olabilir. Hiç limon takviyesi yapmadan direkt turp tadını alarak yemiş olursunuz.

Diğer yeşillikleri de sofraya getiriyoruz. Normalde nane ve rokaya gerek yok. İsteyen olur diye nane aldık, mevsimi olmadığı için de tere yerine roka aldık.

Mümkünse dönercilerin ya da çiğ köftecilerin kullandığı lavaştan bulun. Bu marketlerde satılanlar çok sert oluyorlar ve bekledikleri için tatları garipleşiyor; en azından tantuni ile. İsterseniz tabii somun ekmek de alabilirsiniz. Ama beyaz ekmek alın, kepekli ekmek tantuninin tadını etkiler muhtemelen.

Eğer ekmek yırtılmasın istiyorsanız çift lavaş kullanın, basit mantık 🙂

Tantuniyi hazırlayan ekip de şu; sağda babam Hüseyin Güçlü.

Birkaç güne de bizim usül çiğköfte tarifini vereceğim. Ne piyasada yiyebilirsiniz ne de Urfa’da. Urfa usulünü zaten sevmiyorum ben, çiğ köfte mi yiyoruz isot mu yiyoruz belli değil (tepki almamak için susuyorum 🙂 tamam hadi o da güzel… )

Afiyet olsun efendim.