Aklından bir sayı tut – John Verdon

Şu anda, yazarın çok iyi bir anlatım tarzı olduğunu, yeni bir macera ve bilim kurgu serisinin doğacağını, kitabın beni çok etkilediğini söyleyeceğimi düşünenler olabilir. Ama maalesef bu yazımız böyle gelişmeyecek.

Hani bir filme gidersiniz de, keşke buna sinemada gitmeseydim DVD’sini alsaydım ya da nasıl olsa Digiturk’te verilecek orada alırdım vs. dediğiniz oldu mu? Benim sıkça olur, ama bir kitap için böyle düşüneceğim aklıma gelmezdi, özellikle de polisiye-gerilim bir roman için.

Okuduktan sonra damağımda güzel bir kırmızı şarabı yudumladıktan sonra kalan burukluk hissi kaldı ama kötü anlamda hala geçmedi mesela… Kitap 480 sayfa, biz bunun ilk 400 sayfasında gelişmeyi görüyoruz. Bu polisiye romanlar için bir sürpriz değil aslında; birçok roman gelişme bölümünü uzun tutar, bizi o zanlıdan bu zanlıya sürükler, kafalarımızda soru işaretleri yaratır…

Durun durun, öncelikle kısa bir özet vereyim, sonra devam ederiz. 

Biraz spoiler içerir ama zaten kitabın tamamı hanüz bu giriş herhalde etkisi yarattığından sorun olacağını sanmıyorum. Okumayı düşünenler varsa ki tavsiye etmiyorum, alttaki özeti es geçebilirler.

Kahramanımız Gurney, dağlık evinde eşi ile oturmaktadır. Eski arkadaşı Mark’tan bir mail alır ve bunun üzerine onunla buluşur. Mark, kendisinin tahlikede olduğunu, isimsiz mektuplar aldığını vs. anlatır. En ilgincide, mektupların birinde aklından bir sayı tut denip, sonraki mektupta bunun bilinmesidir. Bu hem Mark’ı korkutmuş, hem de Gurney’i şaşırtmıştır. Bu arada, Gurney, eski bir dedektiftir; uzmanlık alanı ise seri katillerdir hatta teşkilatta herkes ününü duymuştur.

Mark ile buluşmalar vs. derken kitabın 200 sayfası böylece çöpe gider, hiçbir şey olmadan. Hani siz mektuplardaki anlam ne olabilir diye düşünürken, ya da Mark’ın aklından tuttuğu sayıyı bildiği için acaba ne zaman bilim-kurgu unsurunun gündeme geleceğinin hayalini kurarken bir anda Mark ölür. Ardından 4 kişi daha ölür aynı şekilde.

Bundan sonra bir 200-250 sayfa daha hiçbir yere gitmeyen delillerin hikayesini okumaya devam ediyoruz. Lakin sorun şu ki, hiçkimseye yönlendirmiyor sizi bu deliller. Hani bir komşuya, polis içinden kirli bir polise ve hatta dedektif’in kendisinden bile şüphe duymanıza neden olamıyorlar. O derece yavan yerleştirilmiş yani.

Son 50 sayfada yeni bir karakter giriyor kitaba. Yani çok nadir çıkmaya başlamıştı 300 sayfadan sonra ama hani hiçbir kanıtı ona yönlendirmemişti yazar, azıcık da olsa. Hoş, kimseye yönlendirmemişti.

Sonra bir anda katil ortaya çıktı ve 10 sayfada öldü.

Evet katil çocukken şiddet görmüş, babası annesini sakat bırakmış, yetimhanede büyümüş ve ne hikmetse güzel bir servet yapıp şirket kurmuş sonra. Yine ne hikmetse delirmiş ve babasının intikamını almaya karar vermiş hem de tüm polislerden.

Çok şaşırtıcı değil mi?

Yani yazarın ilk kitabı deyip geçelim diyorsunuz ama nedir bu bestseller heryerde… Malum yazar bir reklam şirketinden CEO olarak emekli olmuş. Bir tahmin edin bakalım kaç tane gazetede eleştirmen tanıyor olabilir. İyi bir tanıtım ve 2 3 tane ünlü gazete-dergi’de yalaka birkaç eleştirmenin övgüsünü alınca bir anda bestseller oluyorsunuz.

Buradan Dan Brown, John Christophe Grange, Christian Jacq vb. isimlere seslenmek istiyorum:

İyi ki varsınız !!!

Büyük bir hevesle aldığım kitabın ilk 50 sayfası sadece bir evde geçip okuma namına bir şey olmayınca bir buçuk al kapağını dahi açmadım. Sonra bir gün internetsiz kalınca okuyayım bari dedim, konu canlandı canlanacak diye bir heves gaz vere vere kendime okudum ama hiçbir şey olmadı.

Kanıt dizisinin bir bölümü gibiydi diyebilirim. Hatta Kanıt’taki komiserler çok daha havalı olurdu kitapları yazılsa 🙂

Yani tabi okuyup okumamak size kalmış ama bana sorarsanız vaktinizi boşa harcamış olursunuz. Bir polisiyede hiç mi ‘ohaaaaa zekaya bak’ demezsiniz. İşte bu kitapta demiyorsunuz.

Kitaba puanım 4. O da dedektifin ve hayatının ne kadar sıkıcı olduklarını 400 sayfa boyunca anlatabildiği için. Onu da yapamayanlar var.

17 Cevaplar

  1. yank dedi ki:

    özet okumayı sevmiyorum onun için kitabı okuyacağım daha net anlaşılıyor…

  2. süper dedi ki:

    sürekliyici

  3. cem tarık dedi ki:

    kitabın aynısı ben de var kitap çokk güzell

  4. birsu dedi ki:

    Kitap çok sürükleyici ve etkileyici bence..Kitabı okudum ve çok beğendim..Tavsiye ederim herkese…

  5. HASRET dedi ki:

    Heyecanla okudum katilin bulunmasını bekledim ama katilin yakalanma kısmından hiç bir şey anlamadım 🙁 Yani kitabın sonu çok anlamsız…

  6. D.D.Güçlü dedi ki:

    @HASRET: Sonunda ne dediğimi gerçekten anlamış biri çıktı. Kitap sürüklüyor insanı, sonunda çok güzel bir bağlantı bekliyorsunuz ama pat diye gerçekten komik bir nedenle bitince, kitabın tamamı anlamsızlaşıyor. İyi okumalar dilerim.

  7. duygu dedi ki:

    okumaya başladığım da heyecenla sonunun gelmesini bekledim ortalarda çok sıkıcı olmaya başladı yarım bıraktım zevk meselesi ben gerilimden çok korku yu tercih ederim benim ilgi alanıma girmiyo 🙁

  8. grkmkrkmz dedi ki:

    kitaba başladım ve kitabı bırakamadım ama sonu gferçekten saçma ve hiç bir şey anlayamadım 658 i nerden bildiğini merak ettim ama hiç bir şey anlayamadım kitabın ble biteceğini bilsem kitabı okumaz uyurdum

  9. isimsiz dedi ki:

    kitap çok hem de çok süperdi harikaydı sürükleyici bir kitap herkese tavsiye ederim okumasını mükemmel bir anlatımı var çok akıcı 🙂

  10. hatice dedi ki:

    zaten kitabın giriş kısmında katilden bahsediyor bana göre gerisi okumaya gerek kalmıyor! ayrıca sayıları nasıl bulduğunu anlayamadım sinir olduym ya…………………………

  11. D.D.Güçlü dedi ki:

    Sürekli bu sayıyı tuttuğunu söyleyen posta’lar atmış insanlara. En nihayetinde bunlardan birkaç tanesi gerçekten bu sayıyı tutup istediği parayı yollayınca adreslerini böyle almış.

    Kitap çok tahmin edilebilir bir kitaptı. Yani sonuna kadar heyecanla okudum diyenleri gerçekten anlamıyorum. Hani ne bilim kurgu namına bir şey vardı, ne de polisiye. Hani 3-4 kişi vardır, ilk önce yanlış kişiye yönelirler gibi bir durum yoktu. Kitabın sonunda direk bir adam ve bir katil çıktı.

    Okuyanlar ‘Ay çok güzeldi, siz nasıl beğenmediniz vay a…..’ gibi mesajlar yerine adam gibi yorumlar yazarsa biz de öğrenmiş oluruz, beğenenlerin neden beğendiklerini…

  12. mine dedi ki:

    kitabı okumaya yeni başladım ama harika olduğu söyleyebilirim…

  13. Yok dedi ki:

    Aslında kitabın sonuna kadar heyecanla okudum diyemem. Hatta bir ara sıkılmaya bile başladım. Kitabın 400 sayfası gercekten anlamsizca bir seylerden bahsediyor. Varsayımlar, varsayımlar….. Bu beni sıktı açıkcası. Onun dısında sonu hani o kadar da kötü degildi bence..

  14. Umut dedi ki:

    Bence anlatım ve kurgu standartın üstünde ama sonu daha süslü olabilseydi keşke .Şahsen kitabı okurken zevk aldım akılda tutulan bir sayının biri tarafından tahmin edilmesi ve sayı aralıgının 1-1000 arası olması ilgi çekiciydi okunmaya değer bir kitap ama daha iyilerini okudum abartılcak kadar iyi olabilirdi keşke sonu daha fantastik bitseydi..

  15. eda dedi ki:

    son 80 sayfam kaldı ama sıkıldım katil kim biri söylesin ondan sonra bırakcammm…

  16. isimsiz dedi ki:

    kitabı nasıl anlamadınız bilmiyorum.
    bence çok gül bir kitap hiç elimden düşürmedim 4 günde bitirdim. başı da sonu da çok güzeldi.

  17. Neslihan dedi ki:

    Süper kitap baları eylenceli macera dolu bende, ama çok terbiyesiz yerleride var insanı hayattan soğutuyor bence 😀

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.