Deadpool, evet o kadar iyi!

Bu bir film eleştirisi olmayacak. Zira film de eleştirmeyi gerektirecek bir film değil. Standart bir Amerikan aksiyon filmi.

deadpoolDiye bir giriş yapsam acaba ne kadar doğru olur. Evet film standart bir aksiyon filmi, konusu standart; kahraman nasıl kahraman oldu… düşmanları tanıyalım… aşık olduğu kız tehlikede falan filan.

İşte tam bu noktada etkili bir senaryonun ve oyunculuğun bir filmi ne kadar zevkli kıldığını görüyoruz. Ryan Reynolds bizi daha ilk dakikadan kahkahaya boğuyor. Film boyunca da espri bombardımanı devam ediyor. Özellikle aklınıza gelecek bütün süper kahraman filmleri ve bunların klişelerine de bir güzel giydiriyor. Morena Baccarin’in oyunculuğunu V dizisinden zaten seviyordum, burada da çılgın kız arkadaş rolünü çok iyi oynamış. Görünen o ki, daha sıkça göreceğiz kendisini.

Ben pek çizgi roman okuyan bir adam olmadığım için Deadpool karakterini sadece ismen biliyordum. Bir de anti-hero olduğunu, o kadar. Çizgi romanı ile ne kadar uyumlu diye bir eleştiri yapamayacağım bu yüzden. Filme dönüştürülmesi ise 2012 yılında yapılmış bir çekimin ‘bir şekilde’ internete sızması ve izlenme rekorları kırması sonucunda oluyor. Deadpool sonunda gişe yapabileceğini yapımcılara kanıtlıyor.

Şimdi burda size spoiler diyip filmi anlatmak isterdim ama nasıl anlatsam… Tamam buldum, şöyle düşünün; bir Cem Yılmaz gösterisinden aklınızda genel hikaye haricinde bir şey kalıyor mu? Ne anlattı, Robocop, uzay muzay? Yok başka bir şey akılda kalmıyor.

İşte Deadpool’u izlerken de aynı durumdayız. Film görünümlü bir Ryan Reynolds ve senaristler gösterisi izliyoruz. Bittiğinde ise aklımızda sadece genel bir konu ve müthiş güldüğümüz kalıyor. Arada çok zeki olanlarımız birkaç espri hatırlayıp söylüyor ama aynı etki olmuyor tabii. Bir de gaza gelip arkadaşlarınıza anlatmaya kalkıyorsunuz ki denedim, yapmayın. Bi halt anlamıyorlar, filme gitmeleri lazım.

Recep İvedik izleyeniniz, seveniniz var mı?

Varsa şimdi bu yazıyı bırakabilirler, hatta beni takibi de bırakabilirler, neye gülüyorsunuz arkadaş s…r git desem buna da güleceksiniz. (Patladım!)

Peki, Two Broke Girls izleyeniniz var mı? (Hadi daha bilindik örnek vereyim; The Simpsons, Family Guy vb.)

Filmdeki argo kullanımı tam olarak bu dizilerdeki gibi, iğneleyici, her esprinin bir amacı ve doğrultusu var. Devamlılığı var. Bodoslama bir mizah yok anlayacağınız. Biraz düşününce çok başka anlamlar da bulabiliyorsunuz.

Velhasıl, gitmezseniz üzülürsünüz. IMDB puanı falan da çok bomba, an itibariyle 8.5. Tavsiyem 15+ sınırını 18+ yapıp gidin. Sonra çocuğunuz, yeğeniniz artık her kimi götürüyorsanız yanınızda kızarıp morarmasın. Daha doğrusu siz kızarıp morarmayın:)

İyi seyirler…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.